Padişah, (Farsça: پادشاه) bazı İslam hükümdarlarınca atfedilen ve büyüklük belirten ünvandır. Farsça bir sözcük olup anlamı Şahların en büyüğüdür. Esasen İslamiyet öncesi İran'da hüküm süren Sasani hükümdarlarının (MS 3. - 7. yüzyıl) sıfatı iken, daha sonra Osmanlı hükümdarları ve Türk-Moğol hanedanı'ndan gelen Delhi Sultanları tarafından benimsenmiştir. Hindistan'da bazı bölgesel İslam hükümdarları (örneğin Maysor hükümdarı Tipu Sultan, Oudh Navabı ve Haydarabad Nizamı) ile Afganistan'da 18. yüzyılda kurulan Durrani hanedanı da "padişah" ünvanını kullanmıştır.
Sözcüğün aslı eski Farsça olup pāti (bey, efendi, muktedir) ve şāh (hükümdar) kelimelerinden oluşur.
Osmanlı Devletinde Padişahlık [değiştir]
Osmanlı hükümdarlarının asıl ünvanları Sultandır. Bunun yanı sıra Padişah, sultan, halife, hakan ve kayser ünvanlarını kullanmışlardır. Bunlardan Padişah İran geleneğine, Sultan ve Halife Arap-İslam geleneğine, Hakan eski Türk geleneğine, Kayser ise Rum geleneğine işaret eder ve Osmanlı Devletinin eski İran, Abbasi, Türk ve Rum imparatorluklarının varisi olma iddialarının altını çizer.
Osmanlı hükümdarlarında padişah ünvanını kullanmalarına II. Murat'tan (1431-1451) itibaren rastlanır.
1876 Kanun-ı Esasisi'nde Osmanlı hükümdarı sadece "padişah" ünvanıyla tanımlanmış ve diğer ünvanları kanun metninde yer almamıştır. Padişahın hak ve yetkileri Kanun-ı Esasi'nin 3-7, 27, 29, 35, 44, 45, 46, 54, 60, 64, 101, 105 ve 113. maddelerinde tanımlanmıştır.
Padişahlık makamı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Kasım 1922 tarihli anayasa değişikliğiyle lağvedilmiştir.